Yaşam

Biyolojik Saat

Biyolojik saat, vücudumuzun işleyişinin önemli bir parçası ve dış etkenlerden bağımsız genetik olarak aktarılabilen bir özellik. Üstelik sadece insanlarda değil, bitkilerde, hayvanlarda ve tüm canlılarda görülen bir döngü. Biyolojik saat, moleküler temelde gözlemlenmiş ve tamamen genetik yapıyla ilgili olduğu anlaşılmış. İlginç bir bilgi olarak, biyolojik saatin her canlı türünde farklı olduğu görülmüş, örneğin biyolojik saat sineklerde 23,5 saatte bir dönerken, insanlarda ise bu döngü 25 saatte bir gerçekleşiyormuş. Işıksız bir ortamda günlerce süren bir deneyin sonucunda, insanların ışıktan bağımsız olarak da içsel bir döngüye sahip olduğu gözlemlenmiş. Yani, biz gündüz ve gece ayrımı olmadan yaşasak bile içten içe bu döngüyü yaşıyoruz ve vücudumuz bunu harika bir şekilde yönetiyor.

Biyolojik Saati Kullanmak

 

Biyolojik saati bir avantaja çevirip hayatımızı buna göre yönlendirmemiz mümkün, çünkü yaşadığımız her gün vücudumuz aynı saatlerde aktif olup aynı saatlerde hareketsiz hale geçiyor. Örneğin vücudumuz gün ışığıyla uyum sağlamak için gün doğduğunda uyanmaya çalışıyor ve o zaman hormonlarımız ve hücrelerimiz aktif hale geçmeye başlıyor. Sabah 07.00 sularında sindirim sistemimiz en yoğun şekilde çalışıyor ve saat 11.00 gibi beynimiz en aktif zamanını yaşıyor. Bu yüzden sabah erken kahvaltı etmek veya ders çalışmak gibi beyni yoran aktiviteleri uygun saatlere denk getirmek, aslında kendinizden en yüksek verimi alabilmeniz için faydalı olacaktır. Benzer şekilde, akşam saatlerinde vücudun bu fonksiyonları azalmaya başlar ve vücut dinlenmeye hazır hale geçer. Biyolojik saati kullanmak, hayat enerjimizi en etkili şekilde kullanma biçimi, dolayısıyla daha mutlu ve keyifli bir yaşama giden yol buradan geçiyor.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu